Ayıntab Üstünde Kızıl Bir Zaman

von

Edebiyat, savaş dönemlerindeki acılara ve duygulara gözünü kapatamaz. Ama okuyacağınız bu kitap ne bir zafer destanı, ne de bir yenilgiye yakılan ağıttır. Özgür yaşam arayışına çıkanların yarım kalmış yolculuklarının eksik parçasıdır anlatılan. Hemingway’ın bir savaşın ortasında inanç, umut, aşk ve yaşama tutkusunu nasıl eşsiz bir ustalıkla anlattığı bilinir. Elinizdeki kitabın yazarı da ‘Büyük aşkları başlatan yolculukları ve yolcuları yazmak istedim’ diyor. Aslında Dilzar DÎlok sadece yolu ve yolcuları yazan değil, aynı zamanda sözünü ettiği yolun yolcusu bir kadın gerilla. Genç kadın gerillaların özgürlüğü arama yolculuğu sırasındaki özlemlerine, duygularına ve inançlarına ışık tutan bu kitapta yazar, edebi olarak birçok kategoride tanımlanabilecek ama aynı zamanda hiçbir kategoriye de sığdırılamayacak bir dilsel özgünlük yakalamış. ‘Ayıntab Üstünde Kızıl Bir Zaman’ yazarın basılan ilk kitabı. Dilzar Dilok’un şu sözleri amacının özeti gibidir: Anı yazmanın ölümün elinden bir şeyler kurtarmak olduğunu fark ettim bir zaman sonra… Yaşanıp gitmiş denilen ama yüreklerden gitmemiş olan zaman parçalarına akıttım yüreğimi. Sözler söylenmiş ama çekip gitmemişlerdi… Zamanın kimi parçaları, kadın gerilların saçlarına takılıp kalmıştı. Onları toplayıp birer birer, anlatmak istedim dilim döndüğünce… Ne anı, ne öykü, ne de deneme diyebildim ortaya çıkanlara. Hiçbiri ve hepsi de olabilirdi…