Berhim anasına baktı.
„Ana, babam günlerce ter içinde kalıp taştan yada agaçtan heykeller yapıyor. O tanrı heykelleri ya gördügümüz şu taşlar yada ceviz, dut, gürgen ve diger agaç köklerinden yapıyor. Öyle degil mi ?“
Annesi başını salladı.
‘Tanrı olarak sayılan bu heykeller bu gördügümüz agaçlardır. Madem bunlar tanrıdır, o zaman neden onların kökü olan taşlara ve agaçlara tapmıyoruz? Ben bunları babama sordugumda kızıyor.”
Sane elleriyle yüzünü kapattı. Oğlundan duydugu bu sözler üzerine donakaldı.
Berhim oglum, sen günaha giriyorsun. Bu sözlerini duyarlarsa seni parça parça ederler. Hepimizi öldürler. sen nasıl tanrılarımıza karşı böyle konuşursun?” dedi.
“Hayır anne ben tanrılara karşı gelmiyorum. Ben sadece ögrenmek istiyorum.”
“Sen aklını oynatmışsın oglum.”
Berhimìn içine ateş düşmüştü bir kere. Söndürmek için ugraşanların suyu yoktu.
- Veröffentlicht am Dienstag 1. April 2003 von Mezopotamien Verlag
- ISBN: 9783931885427
- 256 Seiten
- Genre: Belletristik, Erzählende Literatur, Taschenbuch